Kategori

Başkan Mısırlıoğlu “Türkiye’nin dönüm noktası olan seçime 3 gün kaldı.

 

İYİ Parti il Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu’nun basın toplantısı konuşma metni

Basın toplantısı öncesi İYİ Parti ailesine katılan Bolvadin İlçesi Memleket Partisi İlçe Başkanı Ali Peker ve yönetimi ile Bolvadin Mhp üyesi iş insanı Hakkı Yükseldi’ye rozetlerini İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu takarak hayırlı olsun dedi.

Başkan Mısırlıoğlu “Türkiye’nin dönüm noktası olan seçime 3 gün kaldı. Biz bu süreçte kapı kapı gezerek meramımızı anlatmaya çalıştık. Bize kucak açan, gece gündüz demeden dinleyen, bize güvenen herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Birlikte yola çıktığım dava arkadaşlarıma, milletvekili adaylarımıza, ilçe ve belde teşkilatlarımıza tek tek şükranlarımı sunuyorum. Umuyorum ki 14 Mayıs’ta sandıkta emeğimizin karşılığını alacağız. İnanın partim ve şahsım adına değil, en büyük beklentim milletim ve ülkem adınadır. Ülkemize seçimden sonra bahar gelecek, birlik beraberlik, kardeşlik gelecek. Hoşgörü, tevazu, özgürlük gelecek. Bereket, huzur, umut gelecek inşallah… 

Biz tüm sükunetimiz ve iyi niyetimizle seçim sürecini yürütmeye çalışırken İl başkanlığımızı kurşunlatanlar oldu, Genel Başkanımıza tehdit ve hakaretler savuranlar oldu ama hiçbiri bizi yolumuzdan döndürmedi. Doğruları söylemeye, gerçekleri anlatmaya devam ettik. Genel Başkanımızın miting görüntülerini izlerseniz fark edersiniz. Sayın Genel Başkanımız gittiği hiçbir yerde iktidarı yuhalatmadı. Her yerde sağduyu çağrısı yaptı. 

Tüm bunlara rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitinginde istenmeyen görüntüler ortaya çıktı. Ortalığı karıştırmaya çalışanlar tabi ki emeline ulaşamadı. Sayın İmamoğlu ve gönüldaşlarımız sağduyulu ve bilinçli davranarak bu durumu iyi yönetmeyi bildi. Kim hangi amaçla çirkinliğe başvurursa başvursun biz iyilikten güzellikten ayrılmayacağız. Biz demokrasiye ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Provake etmeye çalışanlar hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar Allah’ın izniyle… 

AKP’nin alışkanlık haline getirdiği ve ilkokul müsameresi gibi sergilediği sahte temel atma törenleri Afyon’da da yapıldı biliyorsunuz. Pek çok kişinin tepkisini çeken bu görüntülerden sonra biz de açıklamalar yaptık. Bunlar Sayın Zeybek’in zoruna gitmiş olacak ki bu konuyu gündeme getirenlere sinirlenmiş.  “bunlarda anlayacak kapasite yok” demiş. Evet Sayın Zeybek anlayamıyoruz doğrusu. Sizin bu milleti nasıl aptal yerine koymaya çalıştığınızı, sonra utanmadan nasıl oy istediğinizi anlayamıyoruz. Göz göre göre tiyatro çevirmenizi, en basit bir projeyi bile yıllarca hayata geçirememenizi anlayamıyoruz. Bir şehrin çöplerini toplamaktan bile aciz olan birinin nasıl Belediye Başkanı olduğunu, vatandaşın karışışına hangi yüzle çıktığını anlayamıyoruz. Yıllardır görevde olan bir başkanın bir önceki seçim vaatlerini hala yerine getirememesini ve ısıtıp ısıtıp vatandaşın önüne koymasını anlayamıyoruz. Temel atıyoruz diye kamuoyunu yanılttığınız yetmezmiş gibi hala zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyorsunuz. 

Yürütülen algı operasyonlarından birisi de ekranlara, sahnelere çıkıp da Erdoğan giderse ülke biter imajı vermeye çalışmaları. Bu ülke Erdoğan ile var olmadı ki o gidince bitsin… Demokratik ülkeler her zaman seçime gider ve yönetim her zaman değişebilir. Saltanatla yönetilmiyoruz ki… hangi ülkede iktidar değişti diye ülke bitmiş? Seçimler her zaman ülkeyi ve milleti diri tutar. Değişim de yönetime taze kan katar. Demokrasinin en temel prensibi budur zaten. Bunlar ellerinden gelse seçimi de kaldıracaklar. Yaptıkları algı operasyonları çerçevesinde bir gazeteciyi getirmişler konuşturmuşlar. Bu adam diyor ki “Bu seçimde Türkiye’nin adayıyla NATO’nun, AB’nin adayları yarışıyor.” Yuh artık diyorum, başka da bir şey demiyorum. Sallanır da bu kadar da desteksiz sallanmaz be kardeşim. Karşınızdakileri ne olarak görüyorsunuz bilmiyorum ama “ne söylersek söyleyelim takdir edileceğiz, alkışlanacağız. Biz ne dersek diyelim bize inanacaklar” düşüncesiyle nereye kadar gideceksiniz? Buradan bakınca çok gülünç görünüyorsunuz. Söylediğiniz ütopik sözler sizi komik duruma düşürüyor. Ne NATO’su ne AB’si kardeşim? Hangi evrende yaşıyorsunuz siz? Vatandaşın aklını bulandırmak için ayağı yere basmayan cümleler kuruyorsunuz. Söylediklerinize bakılırsa bu memleketin tek öz evladı Erdoğan, geri kalanlar terörist, dış güçler, düşman vesaire… Tek siz doğrusunuz, geri kalan herkes yanlış… Kesin artık zırvalamayı be kardeşim, bu ülke o çok savunduğunuz AKP iktidarı zamanında terörün alasıyla tanıştı. Dış politikanın en karanlık dönemlerini yaşadı.  Bu gün düşman dediğine, yarın dost diye sarıldı. Siz kime ne anlatıyorsunuz? 

AKP’nin il başkanı Uluçay da şöyle bir cümle kurmuş: “Karşımızda ülkemizi yıkmak isteyen, bölmek isteyen ve tüm yatırımlarımızı, tüm kazanımlarımızı yıkmak isteyen bir Millet İttifakı var” öyle çirkin bir siyaset yapıyorlar ki kendilerinin dışında kalan herkesi karalama üzerine bir yol çiziyorlar. Siyasete çamur karıştıranlar bir gün o çamurda boğulacaklar. Sayın Uluçay bize bölücü diyebilecek son kişidir. Kendi sözleriyle toplumu ayrıştırıp kutuplaştırmaya çalışan bir insan bizim vatan sevgimize dil uzatamaz. 

MHP Milletvekili de şöyle diyormuş: “15 Temmuz akşamında bu ülkeyi bölmek isteyenlere 14 Mayıs’ta izin vermeyeceğiz” siz ne ara bu kadar kukla oldunuz? Size ezberletilenleri söylemekten kendi cümlelerinizi kurmayı unuttunuz. Biz 1915’te Çanakkale’de neysek, bu gün de oyuz. Biz 1919’da Samsun’da, Kurtuluş Savaşı’nda neysek bu gün de oyuz. Biz vatansever Atatürk Milliyetçileri olarak sizin gibi satılmışlara meydan vermeyiz. Yalakalığını yaptığınız parti size ve sizin –varsa– değerlerinize ne kattı? Ülkücü camiaya, milliyetçilik inancına ne kazandırdınız? “Bu Seçimler Hilal İle Haçın Savaşı, Hakla Batılın Savaşıdır” demişsiniz. Ay yıldızlı bayrağımızdaki hilale de iman, ahlak ve adaleti simgeleyen 3 hilale de sahip çıkan biziz. Siz ancak birilerinin gölgesi olmaya, kukla misali başkaları tarafından oynatılmaya göz yummuş kişilersiniz. Bizi vatan millet düşmanı diye nitelendirmek sizin ne haddinize! Haddinizi bilin! 

AKP’li siyasilere sesleniyorum… Gezdiğiniz yerlerde iktidarda olmanın verdiği özgüvenle ettiğiniz büyük büyük lafları yemek zorunda kalacaksınız. Utanmadan miting meydanlarına zorla doldurduğunuz, işiyle ekmeğiyle tehdit edip kendi safınıza çekmeye çalıştığınız vatandaş artık size kanmıyor, güvenmiyor. Son olarak Emirdağ Belediye Başkanının düştüğü ayıp geldi kulağımıza. Kendisi işçilere seçim günü oy pusulaları ile fotoğraf çekme zorunluluğu getirmiş. AKP’ye oy vermeyi zorunlu hale getirmiş yani. Hak, hukuk, adaletten bahsedenler böyle bir gaflete nasıl düşerler? Millet iradesini nasıl hançerlerler? Bu gücü ve yetkiyi kimden nasıl alıyorlar? Muhtarlar da AKP’nin elinde bir koz olarak gördüğü kişiler. Her seçim öncesi muhtarlarla büyük toplantılar yapıp bir araya gelirler. Ve hiç şaşmaz, bu toplantılar bir şova dönüşür. Yine bu toplantılardan birisi yapıldı. AKP topladı muhtarları, oy toplayın dedi. Bu da yetmedi, “Cumhurbaşkanı seçimi kaybederse sizler vebaldesiniz” denildi. Muhtarlık vazifesinin düştüğü konumu görüyor musunuz? Muhtarlara şimdi diyorlar ki “Cumhurbaşkanı size il ve ilçe başkanlarından daha fazla önem veriyor” bu ne seviyesiz bir yaklaşımdır yahu?  Muhtarlar sizin partiniz için oy toplama mercileri değildir. Muhtarlar derneği başkanı da bu toplantıda kürsüye çıkıp “14 Mayıs Zafer Bayramımız kutlu olsun” diyor. Ayın Başkan, bizim bir tane Zafer Bayramımız var, o da bu topraklarda kazanılan, her yıl 26 – 30 Ağustos tarihleri arasında kutlanan Zafer’dir. Siz birilerine yaranacaksınız diye bu millet değerlerinden vazgeçmez. Sorumluluğunuzu ve yerinizi bilin. Siz siyasetçi değilsiniz. Temsil ettiğiniz kitleyi yönlendirmeye, herhangi bir siyasi parti için propaganda yapmaya hakkınız da yok, yetkiniz yok. Kendinize gelin! Siz hangi günü kendinize Zafer Bayramı belirlerseniz belirleyin, Türk’ün Zafer Bayramı 30 Ağustos’tur. Unutturmaya çalıştıklarınızı biliyoruz. İnadına sahip çıkıyor, inadına savunuyoruz. Siz kendinize yeni bayramlar türetmeye devam edin… Canım ülkemizi zorbalık meydanına çevirmeye çalışanlara geçit vermeyeceğiz. İnsanların duygularını, düşüncelerini, inançlarını sömürenlere, istismar edenlere izin vermeyeceğiz. 

Her zaman altını çizdiğim gibi. Biz İyilikten, güzellikten, hoşgörüden yanayız. Biz milletten aldığımız güç ve iradeyle millete zulmedecek bir anlayışta değiliz. Biz milletin efendisi değil, elçisi, vekili olmaya kararlıyız. Bu düzen bozulacak, baskıcı anlayış son bulacak. Buna bizim inandığımız kadar hemşerilerimiz de inanıyor. Gittiğimiz yerlerde görüyoruz ki bizimle yürüyenler her geçen gün çoğalıyor. Çığ gibi büyüyerek Allah’ın izniyle 15 Mayıs sabahı ülkemizin üzerine bir güneş gibi doğacağız. Kara günler son bulacak…

Vatandaşı kandırmaktan hiçbir zaman imtina etmeyen vekil Özkaya, bu kez kandırma girişiminden sonra kışkırtmaya da başladı… ‘biz ve diğerleri’ anlayışıyla halkı kin ve öfkeye sevk etmek bir siyasiye ne kadar yakışır? Siyasiyi de geçtim. Sen bir vekilsin. Halkın oylarıyla meclise girdin ve onlara vekalet edeceksin. Hem bir avukat hem de bir vekil olarak bu söylemleri kendine nasıl yakıştırıyorsun? 

Vatandaşın gerçekten ne yaşadığını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız büyük ayıp, bilip de bilmezlikten geliyorsanız daha büyük ayıp. Vatandaş faturasını, kirasını ödeyemiyor. Vatandaş pazardan meyve, kasaptan et alamıyor. Vatandaş çocuğuna bayramlık alamıyor. Vatandaşın gelecek kaygısı var. Sen hala çamur at izi kalsın hesabındasın. Bir de kalkmış diyor ki Sayın Özkaya, “Afyon’a özel jetinizle inebileceksiniz.” Yahu bu vatandaşla alay etmek değil de nedir söyler misiniz bana? Sen karnını doyuramayan vatandaşa jetten nasıl bahsedersin? Sanki Afyon’da herkesin jeti var. Bunu söylerken hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Ülkenin gerçek gündemini görmezden gelmek size yakışmıyor beyler… 

Et fiyatları da aldı başını gitti biliyorsunuz. Sayın Özkaya bununla ilgili konuşurken bile suçu vatandaşa attı. Çok yiyorsunuz da ondan fiyat yükseliyor demeye getirdi. Asıl sebepler ortadayken, hayvancılık, çiftçilik bitme noktasına gelmişken “Et fiyatları talep arttığı için yükseliyor” demek size yakışıyor mu? Aynı açıklamada et fiyatlarının düştüğünü de söylemiş Sayın vekil. Fiyatlar nerede düştüyse söylesin de biz de oraya gidelim. Kıymanın kilosu 300 TL… Kim ucuz et alıyor gösterin bakalım. Vatandaşı kandırmaktan ar duymuyorsunuz bari alaycı tavırlar takınmayın. Bu gün sofrasına patatesi soğanı, kıymayı, yumurtayı zor koyan insanlara jetle gezeceksiniz diye vaatler vermeyin… 

Et ile ilgili bir haber de Ticaret Borsası’ndan geldi. İthal et ile et fiyatlarını düşüreceklerini söylediler… bundan bir kaç yıl önce bana deselerdi ki hayvancılığın başkenti Afyonkarahisar’da et ithal edilecek. Vallahi de billahi de inanmazdım. Bakın Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası’nın web sitesinde bile şöyle bir açıklama yazıyor: “Afyon’un başlıca gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Geniş otlaklara sahip olduğu için Afyon’da hayvancılık gelişmiştir. Hayvancılık bakımından Konya, Ankara, Sivas, Kars ve Ağrı’dan sonra gelir.” Eğer bu gün Afyon et ithal ediyorsa vay halimize… Bu süreci yönetemeyenlere yazıklar olsun. Başka da diyecek sözümüz yok. Nerede, nasıl, hangi koşullarda kesildiği belli olmayan hayvanların etlerini benim bu güzel memleketime yedirecekler… Hiç oturup düşünmediler. Et neden pahalı? Diye. Et pahalı ama hayvancılık yapan kardeşim para kazanıyor mu? Hayır. Yaz kış demeden hayvan bakan, hastalanınca başında bekleyen, hayvanı doğuracağı zaman gözüne uyku girmeyen insanlar çok mu para kazanıyor? Sorunun temeline bir inin bakalım etin pahalı olmasındaki gerçek sebep neymiş… Sayın vekil kalkmış diyor ki talep fazla olduğu için fiyatlar yüksek. Şu ekonomik dar boğazda vatandaşın ete olan talebi nasıl yüksek olsun Sayın Özkaya? 

Siz çiftçiye, hayvancıya, üreticiye ne kadar değer verdiğinizi yıllar içinde gelinen durumla gösterdiniz zaten. Çiftçi kan ağlıyor, hayvancı kan ağlıyor, üretici kan ağlıyor. Elini kolunu bağladınız herkesin. Koskoca Türkiye’nin yumurta piyasasına yön veren Başmakçı’yı ne hale getirdiniz? 3 ay önce tümü itlaf ettiğiniz hayvanların telafisini yapmadığınız için şuan bu ilçede üretim durdu. Bu durumda yumurta fiyatlarının artması doğal değil mi? Yoksa bunu da mı “talep artığı için yumurta fiyatları yükseldi” diye açıklayacaksınız? Resmi rakamlara göre 3 milyon gayri resmi rakamlara göre de 4, Milyon civarında tavuk itlaf edildi. Aylık 200 Milyon civarında bir cironun döndüğü bir sektör. En önemlisi de üretilenin %50’sini yurtdışına ihraç eden bir sektör. Sayın Cumhurbaşkanı bir vaat vermişti. Zararın karşılanacağını söylemişti. Zarar git gide büyüyor. Geçen her gün aleyhimize işliyor. Ama ne yazık ki aradan 3 ay geçmesine rağmen hiçbir şey yapılmadı. Üstelik vaat edilen rakam zararın yarısı kadar. İşçiler işsiz kaldı. İşverenler üretim olmamasına rağmen hala birçok maliyete katlanmak zorunda. Borçları bile ertelenmedi. 

AKP iktidarı ekonomiyi nasıl bu hale getirdi gördünüz mü? Alın size en taze ve en net örneklerden birisi. Yumurta deyince akla gelen ilçemizde şuan ticaret namına hiçbir şey kalmadı. Köylere gidin bakın çiftçi tarlasını ekebiliyor mu? Yerli tohum  bile yok. Gübre alamıyor, su bulamıyor. Hayvancılara gidin sorun bakalım sattıkları hayvanlar ettikleri masrafları karşılıyor mu? Yahu arkadaş çözüm basit. Sorunun kaynağına ineceksiniz. Bunu hiçbir zaman yapmadılar ve yapmayacaklar. Anca Afyonkarahisar’da jetle gezeceksiniz diye uçuk kaçık vaatler verirler. Bu milletin jete ihtiyacı yok. Karnını doyurmaya, ekonomik refaha ihtiyacı var. Çiftçinin ucuz tohuma gübreye, hayvancının ucuz yeme ihtiyacı var. Başmakçılı kardeşlerimin desteğe ihtiyacı var.   

Sözlerime son verirken bizi oyalayanlara, hor görenlere, bize boş vaatler verenlere, aklımızla dalga geçenlere bir çift sözüm var. Siz ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin bizim önceliğimiz milletimiz, memleketimiz, hemşerilerimizdir. İnşallah seçimden sonra milletimizden aldığımız yetkiyi yine milletin huzuru ve refahı için kullanacağız. Sizin gibi elimiz cebimizde gezerken karnı doymamış vatandaşa jet vaat etmeyeceğiz. 21 yıldır iktidarda olup ülke ekonomisini bu hale getirenlere inat elimizi taşın altına koyacağız. Çok güzel günler göreceğimize inanıyorum. Hafta sonu oy kullanırken şöyle bir süzün bakalım son 21 yılı…

Bu duygu ve düşüncelerle önümüzdeki seçimlerin vatanımız ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Umarım sukünet ve liyakat çerçevesinde adaletli bir seçim geçiririz. Bizler sandıklarımıza sahip çıkacağız. Hiçbir haksızlığa, adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz. Demokrasimizin ve Cumhuriyetimizin bize verdiği yetki ile sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu